Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KİMDİR,KİMLERDEN DEĞİDİR

Resim
Türkiye-İzlanda maçında   89. dakika.  Tüm ülkenin kalbinin stabile ve tek kanallı akımlarla umut eksenine bağlı olduğu anda, Selçuk İnan barajın üzerinden, kalecinin uzanamayacağı o küçük ama ölümcül noktayı  gördünde  memleketçe nasıl umuda boğulduysak , senin sesini duyduğum zaman da aynı oranda mutluluk hormonu salgılıyorum... Güzellik kavramının görecelilik pramidinde  basamak basamak ölçüldü günümüz dünyasında ,  sana '' dünya güzeli'' deme sebebim kesinlikle fiziksel değildi. Zaten sevgili dediğin güzelliğiyle seni kendine aşık eden değil; sana kendin olabilme şansını veren kişi değil miydi ?  Sevmek insanın masrafsız ve plansız olarak gerçekleştirebileceği eylemlerin en naifi. Hayat ''sevelim sevilelim , bu dünya kimseye kalmaz'' yönergesi uyarınca yaşanırsa güzel. Fiziksel donanımın üstüne yapılan ekleme ve rütuşlarla kusursuzlaşan yüzler yerine henüz imara açılmamış Büyükşehir orman arazileri kadar nadir ve temiz kalplerde uzanm

DÜNYADA DÜŞÜNÜLECEKLER LİSTESİ

Son beş dakikadır uyguladığım derin derin nefes alma teorisi yeni yeni etkisini hissettirmeye başladı. Göz kapaklarımdaki kasılma hali baş ağrısı olarak geri dönüşüme uğruyor. Tam boğazımda, çene kemiğimden iki parmak aşağıda; halk arasında Adem helvası denen yerde sağlam bir yumruk yuva yapmış. Vücuduma giren oksijene kota koymuş, her geçişte ayakbastı ücreti istiyor adeta. Hayallerime elalemden izinsiz çıktığım kaçak katlar yıkım ekiplerinin gazabına uğruyor. Vurulan her kepçe darbesi göz pınarlarımda muson yağmurları olarak sinirden şişmiş yanaklarımı suluyor. Müziklerde derman arıyor insan. Şarkıyı aktaran sesin kendi derdinden muzdarip olması ufak bir rahatlama bırakıyor damarlara. Müslüm Gürses çalıyor. Parmak uclarımdaki kılcal damarlardan kalp ritminde aranjör olan atar damara kadar akışımın kimyası değişiyor. Damarlarımda nikotin, alyuvar, akyuvar ve Sebahat abla dolaşıyor. Müslüm Baba ile Sezen Aksu kişisel tarihimde gördüğüm en güzel kualisyon hükümetini senglah makamına y

HATALAR AZLİNİ İSTİYOR

Resim
''Bir hata işledim, bin af diledim. Üstünde durmasan ne kaybederdin. Hemen her fırsatta bir tokat gibi, yüzüme vurmasan ne kaybederdin.'' Orhan Gencebay'dan yükselegelen bu serzeniş milyonlarda dejavu etkisi yaratıyor. Hayatta herkes , yaptığı eylem sonucunda ortaya çıkan etkileşim nedeniyle etkilenen kişinin kendisini affetmesini bekliyor. Kimi  sevdiğinden, kimi ailesinden , kimi dostundan , kimi ise Allah'tan af talebinde. Allah'tan af bekleyenleri bir kenara bırakmak gerekirse -O mevzu beni aşar, kul ile yaratıcı arasına girilmez.- diğer insan kütlesi hep birbirine benziyor. Kimisi haklı feryadında, kimisi pişkin bir halet-i ruhiye etkisinde, evrenin her saniyesinde birileri pişman olarak işlediği hatadan azlini ya da affını istiyor. İnsanlık ilk çağlardan beri affedilmek şansını kovalamakla meşgul. Bunun delilleri gayet açık ve kamuya bildirilmiş bir şeffaflıkta. Geçmiş dönemlerde kalıplaşıp günümüze Ata'mızın Söz'ü olarak gelen ''