SANA BAKMAK
Sana bakmak yıldızlı bir Karadeniz akşamında, sahildeki dalga sesi eşliğinde türkü tutturmak gibi. Sana bakmak ince uzun bir yolda elinde tespih, ağzında sigara, ayaklarında rugan ayakkabı ile volta atmak gibi. Sana bakmak ; sadece uzun yolculuklarda uğruna, yol kenarı çay bahçelerinde ince bir sohbet tutturmak gibi. Sana bakmak ; sabah uyanır uyanmaz, yatakta sigara yakmak gibi. Sana bakmak ; bayram sabahının mistik havasında, bayramlıklarını giyip babamın yanında camiye koşmak gibi. Bütün ağaçlar sana oksijen üretmek için. Bütün denizler sen seyret diye. Bütün yollar bir gün sen geçersin diye var. Bütün bitkiler senin emrine amade. Sana bakmak ; binlerce jop darbesi altında devrim türküsü söylemek gibi. Sana bakmak ; güne Süleymaniye camii bahçesinde başlamak gibi. Gözlerine sarılmak, göğüs kafesinde derin uyku. Seviyorum seni, saathanenin dar sokakları gibi. Sana bakmak; duman konserinde çakmaklarla şarkıya eşlik etmek gibi. Sana bakmak, ezan okunurken koşarak müziği kapatm